“Sanat alanında fuar dışı bir yaklaşım” olarak tanımlanan, tarihi Sıraevler’de düzenlenen Artweeks’in kurucularından ve organizasyonundan sorumlu Sabiha Kurtulmuş, Bilgili Holding Kültür Sanat Projeleri Yöneticisi Begüm Güney ve Bilgili Holding CEO’su Sinan Temo ile konuştuk.
“İlk edisyonda izdiham yaşandı ve ilgi artarak devam etti”
Sabiha Kurtulmuş / MERKUR Galeri Kurucu Direktörü – Artweeks Kurucu ve Organizatörü
“Sanat alanında fuar dışı bir yaklaşım” ile kast edilen nedir? Artweeks bildiğimiz anlamıyla sanat fuarlarından nasıl ayrışıyor; burada altını esas çizmek istediğiniz nedir? Bir sanat fuarı ile ortak noktaları da var sonuçta değil mi?
Sanat fuarı yılda bir kez yapılan, düz mekân içerisinde standlara bölünmüş ve içinde sadece lokal-yabancı galerilerin ve sanat yayınlarının yer aldığı bir etkinlik. Biz ise yılda iki kez yapıyoruz ve sanatın farklı dinamiklerine (galericiler, koleksiyonerler, bağımsız sanat inisiyatifleri, yayınlar, bağımsız sanatçılara) yer veriyoruz. Mekanlar içinde sanat konuşmaları ve farklı davet ve buluşmalarla da içeriklerini her edisyonda geliştirmeye özen gösteriyoruz. Sanat fuarı ile ortak tek noktası sadece galericilere kiralamanın yapılması. Mekanlar tarihi ve birbirini takip eden yapılar. Sergilenmeler de düz bir alan içerisinde değil farklı odalar arasında yapılıyor. Dolayısıyla kurumsallaşmış bir sanat fuarından farklı adlandırmak gerektiğine inanıyoruz.
Daha önceki edisyonlarınızda koleksiyoner sergilerine de yer verdiniz. “Koleksiyonerlerin” varlığı ne anlamda kullanıldı?
İşin profesyoneli bir galerici olarak bu projeyi adlandırırken yapılara uygun bir sanat sergilenmesi nasıl yapılır, sanat izleyicisi nasıl çekilir diye üzerinde çok düşündüm. Bu konuda galerici dostlarımdan da destek aldım. Öne çıkan önemli uluslararası fuarlara bakın; herhangi bir fuar alanın içerisinde koleksiyoner sergisi göremezsiniz, yan etkinlikler olarak farklı binalarda önemli sergiler açılır. Artweeks Akaretler sürecine gelene kadar sanat sektörü oldukça zor bir dönemden geçiyordu ve bizlerin izlenmesi çok zayıflamıştı. Açıkçası nasıl bir farklılık ve izlenebilirlik yaratabiliriz, sanatın farklı dinamiklerini de işin içine nasıl alabiliriz diye düşünürken en başka koleksiyoner sergileri aklımıza geldi. Birçok önemli koleksiyonerimiz var ve onları da aramıza almak istedik. Öner Kocabeyoğu ve Murat Ülker gibi Türkiye’nin önemli koleksiyonerlerine tekil binalarımızı ayırdık ve onlar kendi binaları dışında bizlerle de koleksiyonlarından bir kesiti paylaştılar. Yine bizlerle yıllardır ilişki içerisinde olan ve bizi desteklemiş koleksiyonerleri de kendi sergileme alanlarımız içine aldık. Onları da bizlerin bir parçası olarak hissetmelerini sağladık ve çok doğal, sıcak bir etkileşim oldu. Sanat izleyicisi için de merak ettikleri koleksiyonerleri tanıma ve anlama fırsatları oldu. Farklı yapıların sergilenmesi izleyici için de heyecan verici oldu. Dolayısıyla izleyici sayımız da her edisyonda yükseliyor.
Artweeks Akaretler projesine en başa dönersek nasıl kurguladınız, nasıl bir zemine oturttunuz ve siz nasıl bir parçası oldunuz? Artweeks’te üstlendiğiniz görevi ve işleyişini nasıl izah edersiniz?
Kendi mekanım dışında farklı sanat projelerini de hayata geçirmeyi seven biriyim. Sanat dünyasında 28 yıldır etkin durumdayım ve bu süreçte edinilen dostlukların önemine inanırım. Serdar Bilgili de uzun yıllardır sanat dünyasının içinde hem alım yapan, hem de projelerinde sanata yer veren değerli biri. Tamamen onun önerisiyle ve benim de dostlarımın katılımıyla samimi bir projeyi hayata geçirdik. Birbirimizle uyumumuz ve paylaşımımız da iyi olunca 2019’dan beri hayata geçirdiğimiz proje artık Türk Çağdaş Sanat ortamında kendi yerini almış oldu. İşleyiş olarak baktığımızda Bilgili Holding mekanları bizlere tahsis etmesinin yanında tüm lojistik ve pr iletişim operasyonunu yönetiyor. Ben ise işin sanatsal tarafındayım. Katılımcıların seçimi ve alanlara yerleşimi, içeriklerin oluşturulması daha çok benim alanım.
Artweeks Akaretler uluslararası bir zemine doğru geçmeyi hiç fikir olarak değerlendirdi mi?
Tabii düşünüyoruz. Zaten bu doğrultuda Art Basel’lerin ana sponsoru UBS bizim ana sponsorumuz oldu. Onların da hedefi bizlerle birlikte büyümek. İsviçre UBS ile tüm yıllık programımızı koordineli olarak hazırlıyoruz, ortak tarihleri belirliyoruz. İlk yılımızdan itibaren uluslararası açılış içinde olmayı hedefledik. Ancak başta korona ve tüm dünya gündemi bu süreci erteletti. Yakın zamanda yeniliklerimizi sizlerle paylaşıyor olacağız.
Bugüne kadar etkinliğin sizce yerel sanat piyasasına katkıları neler oldu?
İstanbul birçok sanat etkinliğine yer verecek kadar büyük ve önemli bir şehir. Sanatseverlere ne kadar fazla önemli sergilemeler sunarsanız onlar da izleyecektir. Artweeks Akaretler de her etkinlikte 100 bin üzerinde bir izleyiciye ulaşıyor.
Artweeks Akaretler benzeri bir oluşum yurtdışında var mı, yine yurtdışından aldığınız bir model var mı?
Benzer bir modelin olduğunu henüz duymadım.
Bu projenin nereye evrilmesini arzu ediyorsunuz, her sürecinde yer almış biri olarak eksiklikleri ve güçlü yanları sizce nelerdir?
Daha önce size belirttiğim gibi fuardan farklı özelliklerinin devam etmesini ve uluslararası katılımcılarla içeriklerinin genişletilmesini isterim. Ana etkinlik binaları dışında şehrin farklı alanlarına, hatta açık alanlara da kendi projelerimizle yayılabiliriz bu da enteresan olabilir diye düşünüyorum. En güçlü yanımız içerik konusunda sabit değiliz ve her edisyonda bir farklılık yaratabiliriz.
Artweeks Akaretler ilk günden bugüne fikrin ortaya çıktığı ve şekillendiği yolda nasıl aksaklık ve sürprizlerle karşılaştınız. İlkler yaşandı mı, iz bırakan anlar oldu mu, herhangi ilginç bir deneyim ya da deneyimler yaşadınız mı?
Tüm hazırlık sürecimiz (duyurulması ve katılımcılara ulaşılması) bir ay gibi kısa bir zamanda gerçekleşiyor. Bu bizim biraz aslında özelliğimiz de oldu, katılımcılar bu duruma tepki vermek yerine oldukça anlayışlı yaklaştı. İlk edisyonumuzu yaparken İstanbul’da hem Bienal, hem de Contemporary İstanbul vardı. Açıkçası ilgiyi de önceden deneyimlemediğimiz için izlenip izlenmeyeceği konusunda oldukça endişeliydik. İlk edisyonumuz neredeyse izdiham içinde izlendi ve sevildi. Bu da İstanbul’un farklı projelere ne kadar açık olduğunu bize gösterdi.
Seyirci kitleniz kimlerdir?
Türkiye’nin önde gelen önemli koleksiyonerleri dışında çevre okulların da yakınlığı nedeniyle yoğun bir öğrenci izlenmesi de var. Sadece bizlerin değil tüm dünyanın da artık yeni ve genç bir koleksiyoner kitlesi oluşmaya başladı, bizim de daha genç bir izleyici kitlemiz var diyebilirim.
“Artweeks bir dayanışmadır”
Begüm Güney / Bilgili Holding Kültür Sanat Projeleri Yöneticisi
Bilgili Holding’in kültür sanat alanındaki faaliyet ve projelerinin başında olan bir rolünüz var. Bu alandaki vizyonu nasıl tanımlıyorsunuz, sizin bu vizyona katkılarınız nelerdir? Bu rol içinde kendinizi özgür hissediyor musunuz yoksa bağlı kaldığınız bir kurallar bütünü var mı- sonuçta kurumsal bir şirket bahsi geçen.
Bilgili Holding’in kültür ve sanat oluşumu Bilgili Sanat’ın kuruluşundan çok daha eskiye dayanan kültürel katkısı, sanat faaliyetlerini sürdürdüğü Akaretler Sıraevler’de çok sayıda projeyi hepimizle buluşturdu. Dolayısıyla Bilgili Sanat fikri ve stratejisi üzerine çalışmalarımızda önceliğimiz belirlediğimiz Beşiktaş ve İstanbul’un eklektik sosyal yapısının bir parçası olarak bu etkileşim alanımızı geliştirmeye ve genişletmeye odaklandık. Bilgili Sanat’ın bu kapsayıcı sosyal rolünün içerisinde sanatı bir parçamız haline getirmeyi değil, sanatın hepimizin bir parçası olduğunu hatırlamamıza bir katkım olsun istiyorum. Bilgili Sanat zamanının ruhunu taşıyan, birlikte düşündüğümüz, güldüğümüz, üzüldüğümüz, kaygılı ya da umutlu, öfkeyle ve sakinlikle yaşadığımız herşeyi hep birlikte incelikle konuşmaktan çekinmeyeceğimiz, görsel sanatlar aracılığıyla bir diyalog kurabilmenin hayali benim için. Bu başlı başına bir özgürlük alanı! Her daim arkasında ve yanında duran Bilgili Holding’in değerlerini paylaşıyor. Kültürel sorumluluğu toplumsal bilincin gelişimine sanat aracılığıyla katkı sağlamak olan bir kurum özgürlüğün ifadesi her alanda var olmaktan çekinmez. Ben de Bilgili Sanat’ta kurmumun taşıdığı özgürlüğü paylaşıyorum.
Artweeks uzun yıllardır devam eden ve kendini “Fuar olarak tanımlamaktan geri duran bir sanat ……..” Cümlenin geri kalanını siz kendi kelimelerinizle tamamlasanız neler söylersiniz. Bir çocuğa anlatır gibi basit şekilde Art Weeks nedir ne değildir?
“(…) buluşması, Türk Sanat Endüstrisinin dayanışmasıdır.” Artweeks bugün üretilen Türk Sanatı’nın en büyük destekçisi olan galerilerinde üretimlerine devam edebilmeleri için kuruldu. Artweeks, neredeyse bir sergi kadar uzun süren, ücretsiz olarak gezilebilen şehrin merkezinde tek bir sokakta sanatı gösteren, konuşan, kutlayan en geniş ve kapsamlı sanat buluşmasıdır.
Artweeks’in bugüne kadar attığı önemli adımlar, iz bırakan sergi, proje, etkinlikler, nelerdir. Artweeks şehrin ve memleketin kültür sanat hayatında nasıl bir yere sahiptir, en önemlisi nasıl bir fark yaratmış ve yenilik getirmiştir?
Artweeks fikrinin eşitlikçi yapısı, kolektif ruhu, bugün lokal sanat endüstrisindeki tüm yeniliklere destek veren bir karaktere sahip olmasını gerektiriyor. Yönetimini üstlendiğim son 3 edisyonun öncesinde de hem katılımcı hem de izleyici olarak bir parçasıydım. Sabiha Kurtulmuş davetiyle genç bir küratör olarak bana şehrin en dinamik ve dünyanın en güzel yapılarından birinde bağımsız sergim Nasıl Söylesem için bir alan açmıştı. Hemen yanımda kar amacı gütmeyen Merdiven Art space yer alıyordu. Bu bile Artweeks’in düşünme biçimini anlatmaya yetiyor. İlk günden beri gerçekleştirdiğimiz müze birlikteliklerimize 2022’de gerçekleşen 7. Edisyon’da Doğançay Müzesi de eklendi. Aynı edisyonda ilk defa İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraklerinden Kültür AŞ’nin kamusal sergi alanı olan Taksim Sanat ile Ev temalı bir sergi projesi gerçekleştirdik. 6. Edisyon’da ise Şeli Elvaşvili’nin koleksiyonunundan bir seçkinin yanı sıra ilk kez podcast’e de dönüştürdüğümüz ArtWeeks Talks ile NFT, sanat ekonomisi ve teknoloji konularını odak aldık.
İlk etkinlikten beri Artweeks Akaretler’in bünyesinde bulunan koleksiyoner Öner Kocabeyoğlu’nun koleksiyonundan Derya Yücel küratörlüğünde gerçekleştirilen sergilerin yanı sıra 2019 yılında Ardan Özmenoğlu önderliğinde, 35 sanatçıyı buluşturduğu Absürd sergisiyle oldukça mizahi neon yapıtlar sergilendi. Aynı yıl Evliyagil Müzesi Beral Madra küratörlüğünde Düşünme İkonları: İmgeler ve Metinler sergisiyle, Agah Uğur koleksiyonunda yer alan ve Göç konusunu ele alan video yerleştirmeleriyle, Yıldız Holding Koleksiyonu ise koleksiyonundan bir seçkiyle iki kez yer aldı.
Aynı şekilde Artweeks’in kuvvetli yanları ve eksileri objektif değerlendirildiğinde nelerdir. Hem artılar hem eksileri nasıl bir bütün oluşturmaktadır?
Kuvvetini dayanışma içerisinde gerçekleştirilen yapısından alıyor. Lokasyonu da büyük bir avantaj. Bir de diğer fuar geleneğinin tamamen dışında tarihi mekanlarda gerçekleşmesi hem katılımcı galeriler hem de izleyici için daha sıcak bir ortam yaratıyor. Sergi gezer gibi fuar gezen alışkanlıklarımıza da daha iyi yanıt veriyor. Bilgili Holding ve UBS ana sponsorluğunda gerçekleştirilen 100.000’in üzerinde izleyiciye ulaşmış potansiyeli yüksek bu etkinliğin daha fazla desteklenmesi çok daha hızlı gelişmesini sağlayacaktır.
Bir cümleyle bana Artweeks’in ana fikrini ana amacını söyler misiniz? Bu etkinlik ilgi görmesine rağmen tanımlanmasında ve konumlandırmasında tam bir çerçeve çizildiğini düşünmediğim için soruyorum.
Kültürel sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi için Türk Çağdaş Sanatı’nın üretimini destekleyen, ekonomik ve sosyal bağlamı üzerine çalışan organize ve kolektif bir dayanışma modeli.
Yakın ve uzak gelecek proje-hayal -fikirleri neledir?
Bilgili Sanat olarak merkezimiz olan Akaretler Sıraevler’in yanısıra alternatif sergileme alanları üzerine çalışıyoruz. Ritz Carlton Residences ve Galataport projelerimizin yanı sıra İstanbul içinde ve dışında bir çok yeni çalışmalar yürütüyoruz. Ritz Carlton Residences için Martch Art Project ile bir kürasyon üzerinde çalıştık. İkonik ve tarihi bu yapının içerisindeki yeni alanlar üzerine planlama ve program oluşturuyoruz. Dijital sanatlar alanında 2 yıldır geliştirdiğimiz proje fikirlerimiz yakında hayata geçecek.
Tekrar Akaretler’e dönecek olursak aynı değerleri paylaştığımız ve en başından beri yanyana durduğumuz 212 fotoğraf festivali henüz bitmişken destekçisi olduğumuz Base yakın zamanda gerçekleşecek projelerimizden. Sezona 2. Edisyonu ile başladığımız bağımsız sanatçıların alanı bu yıl müthiş bir izleyici kitlesine ulaştığımız One Akaretler’de Shopigo ART ile bir işbirliğine başladık.Hayalimiz bir paylaşım alanı olarak Bilgili Sanat’ın genişleyerek geliştiği global bir ölçeğe erişmesi.
Artweeks’e bu sene neden gelelim?
Her yıl güncel sanat ortamındaki yeni yönelimlere tanıklık edebilmek için bu yıl da No:11’de Galeri Nev, Anna Laudel ve Galeri Bosfor ve Doğançay Müzesi, No:37-39’da MERKUR, Dirimart, Galeri Siyah Beyaz ve Öktem Aykut birlikteliği, Martch Art Project ve Ferda Art Platform son olarak İyilik için Sanat yer alıyor. Hemen karşısında B Blok D: One Arc ve ilk kez deneyimleyeceğimiz No:41 Pilevneli tarafından hazırlanırken, No:43 Kairos ve Cengiz Yatağan No:55 Şerife Bilgili Ercantürk’ün Venedik Bienali’ne paralel Koreli Nine Dragons Sanat İnisiyatifi ile gerçekleştireceği projenin öncülü, küratörlüğünü üstlendiğim Soğuk Siyah sergisi, X-ist ve İBB Taksim Sanat son olarak No:57’de Mine Sanat ve ilk kez Muse Contemporary ve Pg Art Gallery ile birlikteyiz. Bu sene en uzun süren Artweeks’i gerçekleştiriyoruz. Daha deneysel ve multidisipliner özel alanlar üzerinde çalıştığımız alanlar oluşturduk. Örneğin; dijital Sanat ve meta kavramlarla doğan ‘Phygital Moda Markası’ Knitology ile herkesi şaşırtacak yeni bir alan kuruyoruz. Markanın dijital sanatlarla kurduğu güçlü bağlar dolayısıyla kürasyonu üzerine markanın kurucularından Bahar Ceren Arslan ile çalışmak benim için de tanımlaması zor bir his! Heyecanlı ve biraz da telaş içindeyim. Umuyoruz ki beklenmedik karşılaşmalar yaratacak.
İBB Taksim Sanat ile de bu yıl fuar kapsamında ilk defa gerçekleşecek yine görsel sanatların dışında da bir proje üzerine çalıştık.
Yakın zamanda kaybettiğimiz usta sanatçı Haluk Akakçe uzun süredir Akaretler’de yaşıyor ve çalışıyordu. Kıymetli eşi Nevzat Bayazıt Akakçe’nin fikriyle bir dönem sanatçının asistanlığını da üstlenen Ayça Telgeren’in küratörlüğü, Bilgili Sanat’ın organizasyon desteğiyle sanatçının ve eşinin kendi koleksiyonundan ve Bilgili Holding Koleksiyonu’ndan bir seçkiyle sanatçının ev-atölyesi olan No: 33 adeta bir müze gibi planlanıyor. Tüm Türkiye’nin görmesi gereken bu sergide Akakçe’nin Cumhuriyetimizin 100. Yılı için bize bıraktığı bir de sürprizi var.
“Sanat merakı aile büyüklerinden bize aktarılan bir değer”
Sinan Temo / Bilgili Holding CEO
Artweeks’in sizin rolünüz çerçevesinde önemi nedir?
Türk sanat ekonomisinin, gelişimin yerelden hareketle globale yöneliminin stratejik kurgusuyla, öncelikli olarak sanat galerilerilerinin ekonomik sürüdürülebilirliklerinin – örnek profil olarak belirlediğimiz benzer ekonomik boyuttaki ülkelere göre daha dar bir ölçekte- gelişimini desteklemek, sanat piyasasını genişletmek, gelişim ivmesini artırmak önceliğim/önceliğimiz.
Yaklaşık iki haftalık örneğine rastlanmamış şekilde uzun süren programımız; fuar dışı tarihi değeri yüksek Sıraevler’in sergileme ve mekan-konum avantajlarını da göz önünde bulundurularak, alternatif bir fuar sistemi geliştirilen aslında temelinde katılımcıları, destekçileri ve izleyicisiyle dayanışma içerisinde büyütülen bir örnek model. Bu modelin gelişimine katkıda bulunmak ve stratejik olarak her edisyonda daha geniş kitlelere ulaşmak, sanatı ve sanatçıları tanıtarak, toplumun sanata olan ilgisini ve bilgisini geliştirmek, yeni koleksiyoner kitleleri yaratmak ve/veya onlara ulaşmak hedefiyle daha kapsayıcı, multidisipliner bir yapıya dönüşüyoruz. Geçmiş 4 Edisyonunda ArtBasel gibi dünyanın en büyük fuarlarını destekleyen UBS’in katkısı, bizleri uluslarası anlamda da görünürlükle yeni gelişmelere hazırlamayı hedefliyor. Cumhuriyetimizin 100. Yılında Türk milletinin ilerlemesindeki en önemli ölçütü sanat olarak belirlemiş bir önder olarak Atatürk’ün izinde ilerlemeye ve sanata destek vermeye ben, ailem ve Bilgili Holding adına söz veriyoruz.
Bilgili Holding’in bütünsel anlamda kültür sanata yaklaşımını nasıl tanımlarsınız? Bu soruyu geçmiş, şu an ve gelecek vizyon, misyon, hedefler üzerinden ve örnekleriyle açıklarsanız doğru olacaktır.
Sanat merakımız ailemizin büyüklerinden bize aktarılan bir değer aslında… Sanat hayatlarımızın her daim ayrılmaz bir parçası. Bu parçamız işimize de eklemleniyor. Kültürel ve tarihi renovasyon projelerindeki uzmanlığımızı dünyadaki en büyük renovasyon proje ödüllerini kazanan bir şirketin CEO’su olarak ifade etmem gerekirse bu değeri koruyarak yarına aktarmayı önemseyen bu değerleri bugün üretilen sanatın görünürlüğüne katkı sağladığımız alanlara da dönüştürüyoruz. Sanat endüstrisinin her alanını destekleyen odaklarını çeşitlendirdiğimiz projeler üretiyoruz. Bilgili Sanat’ın kurulma fikri de sanatın üretim ve etkileşim alanlarını geliştirmek üzerine. Dolayısıyla sergileme ve bilgilendirme pratikleri toplum algısından kopuk değildir. Kapsayıcı ve çoğulcu yaklaşımı sanatı hayatın parçasına dönüştürür.
Aynı perspektife sahip kurum, kuruluş ve vakıflarla yan yana uzun soluklu birliktelikler kurmayı hedefleyen Bilgili Sanat bugüne dek çok sayıda galeri, sanat inisiyatifi, sivil toplum kuruluşlarına ve 200’den fazla sanatçıya destek oldu.
2021-2022 sezonunda Akaretler Sıraevler’de 18 sanat etkinliği gerçekleştirdik. Sanat ekonomisini önceliklendiren Artweeks, bağımsız sanatçılara alan açan One Akaretler, şehrin sürekliliğini koruyan tek global fotoğraf festivalinin ana mekanlarından biri olduğumuz 212 Photography Festivali, Türkiye’nin tüm güzel sanatlar fakültelerinde eğitimini henüz tamamlayan sanat öğrencileri için BASE’in ana mekanıyız.
Artweeks özelinde sizce başarı nasıl ölçülmelidir, katılan galeri sayısı mı, katılan ziyaretçi sayısı mı, yapılan etkinlik ve konuşma sayısı ve içeriği mi, satış mı, Bilgili’nin kültür sanat ağının yaygınlaşması ve duyulması mı?
Sanat etkinliklerinin başarısını ölçümlemenin birçok kriteri mevcut. Katılım çok önemli. Yaptığınız etkinliğin popülaritesi ve ilgi çekiciliği katılım oranına göre belirlenir. Katılan sanatçı, galeri sayısı ve en önemlisi ziyaretçi sayısı önemli bir olgudur. İlgili medyanın yaptığınız işe inanması ve desteği aynı şekilde etkinliğin ve içeriğinin duyurulması açısından çok önemlidir. Bu etkinliklerin gerçekleştiği platformda sanatla ilgili önemli içeriklerin oluşturulması ve önemli isimlerle yapılacak, sohbetler, imza etkinlikleri ziyaretçilerin ortamda daha uzun vakit geçirmelerini sağlar. Yani içerik bu değişkenleri belirleyen ölçüt ve tabii ki bu işin ekonomik başarısının ölçümü de satış oranıdır. Satılan eserlerin sayısı ve elde edilen gelir etkinliğin ticari başarısının göstergesidir. Son olarak en önemli faktör katılımcı memnuniyetinin yaratılmış olması. Bu benim kişisel olarak en önemsediğim bir diğer ölçüt. Ziyaretçilerin, sanatçıların ve galerilerin etkinlikten memnun ayrılmaları sonraki edisyonun başarısını da yükseltir. Bu saydığımız kriterlerin hepsi birbirlerine çok yakın derecede önemli. Artweeks’in odağı Türk sanat ekonomisinde lokal sanat galerilerimize ekonomik sürdürülebilirlikleri konusunda destek olabilmek. Bu bağlamda, en önemli ölçütlerden biri satış oranları iken, şehrin merkezinde uzun süreli bu etkinliğin ücretsiz olması dolayısıyla, herkese eşit mesafede duran, toplumla kurmayı hedeflediği yakın bağlar katılımcı sayısını da eşit derecede önemli bir ölçüt olarak öne çıkarıyor. Kültür sanat ağı kurumlara ve kişilere yüklenemez. Sağladığımız her katkı hepimiz için.
Bilgili Holding sanat alanında başka neler yapıyor? Sanat projelerinizi Akaretler dışında başka adreslere de yaymayı düşünüyor musunuz?
Bilgili Holding tarafından güncel haline getirilen Akaretler Sıraevler, Avrupa’nın da imza restorasyon projelerinden biri. Türk Sanat tarihinde de yer alan Akaretler; kültürel bir miras, evimiz ve merkezimiz. Gerek Akaretler projemiz gerek yeni mega projemiz Galataport sanat ile oldukça ön planda olsa da, bütün projelerimizde sanatın hayatın bir parçası olması, Bilgili Holding için büyük önem taşıyor.
Tarihi yapıların sürdürülebilirliği Bilgili Holding olarak bizim için çok önemli, kültürel sürdürülebilirlik uzmanlığımız. Türk Modern mimarisinin en önemli örneklerinden yeni renovasyon projelerimizden biri olan Doğan Tekeli ve Sami Sisa tarafından 1972 yılında inşa edilen Yapı ve Kredi Bankası binası olarak bildiğimiz, şimdiki adıyla Ritz Carlton Residences yapısında da binanın kimliği ve tasarımıyla paralel sanat etkinlikleri gerçekleştirmek üzere hazırlanıyoruz. Ritz Carlton Residences’la Akaretler’de görmeye alıştığımız sanat etkinliklerine yeni bir alan açıyoruz. Bilgili’nin olduğu farklı lokasyonlarda da sanat iş birlikleri üzerine daima çalışıyoruz.
Benim kişisel görüşüm sanatın insan için hayatı sürdürülebilir kıldığın yönünde, bu fikre dayalı olarak gerçekleştirdiğimiz her bir sanat etkinliğini de sürdürülebilir kılmayı hedefliyoruz. 2021 yılı aralık ayında Akaretler Sıraevler bünyesinde düzenlenen, bağımsız sanatçıları desteklemek için oluşturulan 2. Edisyonunu Eylül ayında gerçekleştirdiğimiz One Akaretler’de 37 bağımsız sanatçı, yaklaşık 150 sanat eseri yer aldı. Bu birliktelik bizim için de kariyerinin başındaki sanatçılarla yeni çıktığımız bir yolculuğu devam ettirme hali. ONE Akaretler sanatçılarını takip ediyor ve başarılarıyla her geçen gün gururlanıyoruz. Sıklıkla tekrar etmekte fayda görüyorum ki biz Türk Çağdaş Sanat ortamına destek sağlayabilecek her alanda büyük bir sorumluluk bilinciyle var oluyoruz. İstanbul ülkemizin olduğu gibi bizim de göz bebeğimiz. İstanbul’daki kültürel çeşitlilik ve kültürlerarası hoşgörünün sanatın temel ilkeleri ile bağdaştığını düşünüyorum
Son olarak ne demek istersiniz?
Bu yıl heyecanla hazırlandığımız Artweeks etkinliğimizde, değerli sanatçımız Haluk Akakçe’yi tekrar yad etmek isteriz. Kendisi aramızda olsaydı muhteşem dehasıyla Artweeks’te bizlerle olacaktı.
“İlk edisyonda izdiham yaşandı ve ilgi artarak devam etti”
Sabiha Kurtulmuş / MERKUR Galeri Kurucu Direktörü – Artweeks Kurucu ve Organizatörü
“Sanat alanında fuar dışı bir yaklaşım” ile kast edilen nedir? Artweeks bildiğimiz anlamıyla sanat fuarlarından nasıl ayrışıyor; burada altını esas çizmek istediğiniz nedir? Bir sanat fuarı ile ortak noktaları da var sonuçta değil mi?
Sanat fuarı yılda bir kez yapılan, düz mekân içerisinde standlara bölünmüş ve içinde sadece lokal-yabancı galerilerin ve sanat yayınlarının yer aldığı bir etkinlik. Biz ise yılda iki kez yapıyoruz ve sanatın farklı dinamiklerine (galericiler, koleksiyonerler, bağımsız sanat inisiyatifleri, yayınlar, bağımsız sanatçılara) yer veriyoruz. Mekanlar içinde sanat konuşmaları ve farklı davet ve buluşmalarla da içeriklerini her edisyonda geliştirmeye özen gösteriyoruz. Sanat fuarı ile ortak tek noktası sadece galericilere kiralamanın yapılması. Mekanlar tarihi ve birbirini takip eden yapılar. Sergilenmeler de düz bir alan içerisinde değil farklı odalar arasında yapılıyor. Dolayısıyla kurumsallaşmış bir sanat fuarından farklı adlandırmak gerektiğine inanıyoruz.
Daha önceki edisyonlarınızda koleksiyoner sergilerine de yer verdiniz. “Koleksiyonerlerin” varlığı ne anlamda kullanıldı?
İşin profesyoneli bir galerici olarak bu projeyi adlandırırken yapılara uygun bir sanat sergilenmesi nasıl yapılır, sanat izleyicisi nasıl çekilir diye üzerinde çok düşündüm. Bu konuda galerici dostlarımdan da destek aldım. Öne çıkan önemli uluslararası fuarlara bakın; herhangi bir fuar alanın içerisinde koleksiyoner sergisi göremezsiniz, yan etkinlikler olarak farklı binalarda önemli sergiler açılır. Artweeks Akaretler sürecine gelene kadar sanat sektörü oldukça zor bir dönemden geçiyordu ve bizlerin izlenmesi çok zayıflamıştı. Açıkçası nasıl bir farklılık ve izlenebilirlik yaratabiliriz, sanatın farklı dinamiklerini de işin içine nasıl alabiliriz diye düşünürken en başka koleksiyoner sergileri aklımıza geldi. Birçok önemli koleksiyonerimiz var ve onları da aramıza almak istedik. Öner Kocabeyoğu ve Murat Ülker gibi Türkiye’nin önemli koleksiyonerlerine tekil binalarımızı ayırdık ve onlar kendi binaları dışında bizlerle de koleksiyonlarından bir kesiti paylaştılar. Yine bizlerle yıllardır ilişki içerisinde olan ve bizi desteklemiş koleksiyonerleri de kendi sergileme alanlarımız içine aldık. Onları da bizlerin bir parçası olarak hissetmelerini sağladık ve çok doğal, sıcak bir etkileşim oldu. Sanat izleyicisi için de merak ettikleri koleksiyonerleri tanıma ve anlama fırsatları oldu. Farklı yapıların sergilenmesi izleyici için de heyecan verici oldu. Dolayısıyla izleyici sayımız da her edisyonda yükseliyor.
Artweeks Akaretler projesine en başa dönersek nasıl kurguladınız, nasıl bir zemine oturttunuz ve siz nasıl bir parçası oldunuz? Artweeks’te üstlendiğiniz görevi ve işleyişini nasıl izah edersiniz?
Kendi mekanım dışında farklı sanat projelerini de hayata geçirmeyi seven biriyim. Sanat dünyasında 28 yıldır etkin durumdayım ve bu süreçte edinilen dostlukların önemine inanırım. Serdar Bilgili de uzun yıllardır sanat dünyasının içinde hem alım yapan, hem de projelerinde sanata yer veren değerli biri. Tamamen onun önerisiyle ve benim de dostlarımın katılımıyla samimi bir projeyi hayata geçirdik. Birbirimizle uyumumuz ve paylaşımımız da iyi olunca 2019’dan beri hayata geçirdiğimiz proje artık Türk Çağdaş Sanat ortamında kendi yerini almış oldu. İşleyiş olarak baktığımızda Bilgili Holding mekanları bizlere tahsis etmesinin yanında tüm lojistik ve pr iletişim operasyonunu yönetiyor. Ben ise işin sanatsal tarafındayım. Katılımcıların seçimi ve alanlara yerleşimi, içeriklerin oluşturulması daha çok benim alanım.
Artweeks Akaretler uluslararası bir zemine doğru geçmeyi hiç fikir olarak değerlendirdi mi?
Tabii düşünüyoruz. Zaten bu doğrultuda Art Basel’lerin ana sponsoru UBS bizim ana sponsorumuz oldu. Onların da hedefi bizlerle birlikte büyümek. İsviçre UBS ile tüm yıllık programımızı koordineli olarak hazırlıyoruz, ortak tarihleri belirliyoruz. İlk yılımızdan itibaren uluslararası açılış içinde olmayı hedefledik. Ancak başta korona ve tüm dünya gündemi bu süreci erteletti. Yakın zamanda yeniliklerimizi sizlerle paylaşıyor olacağız.
Bugüne kadar etkinliğin sizce yerel sanat piyasasına katkıları neler oldu?
İstanbul birçok sanat etkinliğine yer verecek kadar büyük ve önemli bir şehir. Sanatseverlere ne kadar fazla önemli sergilemeler sunarsanız onlar da izleyecektir. Artweeks Akaretler de her etkinlikte 100 bin üzerinde bir izleyiciye ulaşıyor.
Artweeks Akaretler benzeri bir oluşum yurtdışında var mı, yine yurtdışından aldığınız bir model var mı?
Benzer bir modelin olduğunu henüz duymadım.
Bu projenin nereye evrilmesini arzu ediyorsunuz, her sürecinde yer almış biri olarak eksiklikleri ve güçlü yanları sizce nelerdir?
Daha önce size belirttiğim gibi fuardan farklı özelliklerinin devam etmesini ve uluslararası katılımcılarla içeriklerinin genişletilmesini isterim. Ana etkinlik binaları dışında şehrin farklı alanlarına, hatta açık alanlara da kendi projelerimizle yayılabiliriz bu da enteresan olabilir diye düşünüyorum. En güçlü yanımız içerik konusunda sabit değiliz ve her edisyonda bir farklılık yaratabiliriz.
Artweeks Akaretler ilk günden bugüne fikrin ortaya çıktığı ve şekillendiği yolda nasıl aksaklık ve sürprizlerle karşılaştınız. İlkler yaşandı mı, iz bırakan anlar oldu mu, herhangi ilginç bir deneyim ya da deneyimler yaşadınız mı?
Tüm hazırlık sürecimiz (duyurulması ve katılımcılara ulaşılması) bir ay gibi kısa bir zamanda gerçekleşiyor. Bu bizim biraz aslında özelliğimiz de oldu, katılımcılar bu duruma tepki vermek yerine oldukça anlayışlı yaklaştı. İlk edisyonumuzu yaparken İstanbul’da hem Bienal, hem de Contemporary İstanbul vardı. Açıkçası ilgiyi de önceden deneyimlemediğimiz için izlenip izlenmeyeceği konusunda oldukça endişeliydik. İlk edisyonumuz neredeyse izdiham içinde izlendi ve sevildi. Bu da İstanbul’un farklı projelere ne kadar açık olduğunu bize gösterdi.
Seyirci kitleniz kimlerdir?
Türkiye’nin önde gelen önemli koleksiyonerleri dışında çevre okulların da yakınlığı nedeniyle yoğun bir öğrenci izlenmesi de var. Sadece bizlerin değil tüm dünyanın da artık yeni ve genç bir koleksiyoner kitlesi oluşmaya başladı, bizim de daha genç bir izleyici kitlemiz var diyebilirim.
“Artweeks bir dayanışmadır”
Begüm Güney / Bilgili Holding Kültür Sanat Projeleri Yöneticisi
Bilgili Holding’in kültür sanat alanındaki faaliyet ve projelerinin başında olan bir rolünüz var. Bu alandaki vizyonu nasıl tanımlıyorsunuz, sizin bu vizyona katkılarınız nelerdir? Bu rol içinde kendinizi özgür hissediyor musunuz yoksa bağlı kaldığınız bir kurallar bütünü var mı- sonuçta kurumsal bir şirket bahsi geçen.
Bilgili Holding’in kültür ve sanat oluşumu Bilgili Sanat’ın kuruluşundan çok daha eskiye dayanan kültürel katkısı, sanat faaliyetlerini sürdürdüğü Akaretler Sıraevler’de çok sayıda projeyi hepimizle buluşturdu. Dolayısıyla Bilgili Sanat fikri ve stratejisi üzerine çalışmalarımızda önceliğimiz belirlediğimiz Beşiktaş ve İstanbul’un eklektik sosyal yapısının bir parçası olarak bu etkileşim alanımızı geliştirmeye ve genişletmeye odaklandık. Bilgili Sanat’ın bu kapsayıcı sosyal rolünün içerisinde sanatı bir parçamız haline getirmeyi değil, sanatın hepimizin bir parçası olduğunu hatırlamamıza bir katkım olsun istiyorum. Bilgili Sanat zamanının ruhunu taşıyan, birlikte düşündüğümüz, güldüğümüz, üzüldüğümüz, kaygılı ya da umutlu, öfkeyle ve sakinlikle yaşadığımız herşeyi hep birlikte incelikle konuşmaktan çekinmeyeceğimiz, görsel sanatlar aracılığıyla bir diyalog kurabilmenin hayali benim için. Bu başlı başına bir özgürlük alanı! Her daim arkasında ve yanında duran Bilgili Holding’in değerlerini paylaşıyor. Kültürel sorumluluğu toplumsal bilincin gelişimine sanat aracılığıyla katkı sağlamak olan bir kurum özgürlüğün ifadesi her alanda var olmaktan çekinmez. Ben de Bilgili Sanat’ta kurmumun taşıdığı özgürlüğü paylaşıyorum.
Artweeks uzun yıllardır devam eden ve kendini “Fuar olarak tanımlamaktan geri duran bir sanat ……..” Cümlenin geri kalanını siz kendi kelimelerinizle tamamlasanız neler söylersiniz. Bir çocuğa anlatır gibi basit şekilde Art Weeks nedir ne değildir?
“(…) buluşması, Türk Sanat Endüstrisinin dayanışmasıdır.” Artweeks bugün üretilen Türk Sanatı’nın en büyük destekçisi olan galerilerinde üretimlerine devam edebilmeleri için kuruldu. Artweeks, neredeyse bir sergi kadar uzun süren, ücretsiz olarak gezilebilen şehrin merkezinde tek bir sokakta sanatı gösteren, konuşan, kutlayan en geniş ve kapsamlı sanat buluşmasıdır.
Artweeks’in bugüne kadar attığı önemli adımlar, iz bırakan sergi, proje, etkinlikler, nelerdir. Artweeks şehrin ve memleketin kültür sanat hayatında nasıl bir yere sahiptir, en önemlisi nasıl bir fark yaratmış ve yenilik getirmiştir?
Artweeks fikrinin eşitlikçi yapısı, kolektif ruhu, bugün lokal sanat endüstrisindeki tüm yeniliklere destek veren bir karaktere sahip olmasını gerektiriyor. Yönetimini üstlendiğim son 3 edisyonun öncesinde de hem katılımcı hem de izleyici olarak bir parçasıydım. Sabiha Kurtulmuş davetiyle genç bir küratör olarak bana şehrin en dinamik ve dünyanın en güzel yapılarından birinde bağımsız sergim Nasıl Söylesem için bir alan açmıştı. Hemen yanımda kar amacı gütmeyen Merdiven Art space yer alıyordu. Bu bile Artweeks’in düşünme biçimini anlatmaya yetiyor. İlk günden beri gerçekleştirdiğimiz müze birlikteliklerimize 2022’de gerçekleşen 7. Edisyon’da Doğançay Müzesi de eklendi. Aynı edisyonda ilk defa İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraklerinden Kültür AŞ’nin kamusal sergi alanı olan Taksim Sanat ile Ev temalı bir sergi projesi gerçekleştirdik. 6. Edisyon’da ise Şeli Elvaşvili’nin koleksiyonunundan bir seçkinin yanı sıra ilk kez podcast’e de dönüştürdüğümüz ArtWeeks Talks ile NFT, sanat ekonomisi ve teknoloji konularını odak aldık.
İlk etkinlikten beri Artweeks Akaretler’in bünyesinde bulunan koleksiyoner Öner Kocabeyoğlu’nun koleksiyonundan Derya Yücel küratörlüğünde gerçekleştirilen sergilerin yanı sıra 2019 yılında Ardan Özmenoğlu önderliğinde, 35 sanatçıyı buluşturduğu Absürd sergisiyle oldukça mizahi neon yapıtlar sergilendi. Aynı yıl Evliyagil Müzesi Beral Madra küratörlüğünde Düşünme İkonları: İmgeler ve Metinler sergisiyle, Agah Uğur koleksiyonunda yer alan ve Göç konusunu ele alan video yerleştirmeleriyle, Yıldız Holding Koleksiyonu ise koleksiyonundan bir seçkiyle iki kez yer aldı.
Aynı şekilde Artweeks’in kuvvetli yanları ve eksileri objektif değerlendirildiğinde nelerdir. Hem artılar hem eksileri nasıl bir bütün oluşturmaktadır?
Kuvvetini dayanışma içerisinde gerçekleştirilen yapısından alıyor. Lokasyonu da büyük bir avantaj. Bir de diğer fuar geleneğinin tamamen dışında tarihi mekanlarda gerçekleşmesi hem katılımcı galeriler hem de izleyici için daha sıcak bir ortam yaratıyor. Sergi gezer gibi fuar gezen alışkanlıklarımıza da daha iyi yanıt veriyor. Bilgili Holding ve UBS ana sponsorluğunda gerçekleştirilen 100.000’in üzerinde izleyiciye ulaşmış potansiyeli yüksek bu etkinliğin daha fazla desteklenmesi çok daha hızlı gelişmesini sağlayacaktır.
Bir cümleyle bana Artweeks’in ana fikrini ana amacını söyler misiniz? Bu etkinlik ilgi görmesine rağmen tanımlanmasında ve konumlandırmasında tam bir çerçeve çizildiğini düşünmediğim için soruyorum.
Kültürel sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi için Türk Çağdaş Sanatı’nın üretimini destekleyen, ekonomik ve sosyal bağlamı üzerine çalışan organize ve kolektif bir dayanışma modeli.
Yakın ve uzak gelecek proje-hayal -fikirleri neledir?
Bilgili Sanat olarak merkezimiz olan Akaretler Sıraevler’in yanısıra alternatif sergileme alanları üzerine çalışıyoruz. Ritz Carlton Residences ve Galataport projelerimizin yanı sıra İstanbul içinde ve dışında bir çok yeni çalışmalar yürütüyoruz. Ritz Carlton Residences için Martch Art Project ile bir kürasyon üzerinde çalıştık. İkonik ve tarihi bu yapının içerisindeki yeni alanlar üzerine planlama ve program oluşturuyoruz. Dijital sanatlar alanında 2 yıldır geliştirdiğimiz proje fikirlerimiz yakında hayata geçecek.
Tekrar Akaretler’e dönecek olursak aynı değerleri paylaştığımız ve en başından beri yanyana durduğumuz 212 fotoğraf festivali henüz bitmişken destekçisi olduğumuz Base yakın zamanda gerçekleşecek projelerimizden. Sezona 2. Edisyonu ile başladığımız bağımsız sanatçıların alanı bu yıl müthiş bir izleyici kitlesine ulaştığımız One Akaretler’de Shopigo ART ile bir işbirliğine başladık.Hayalimiz bir paylaşım alanı olarak Bilgili Sanat’ın genişleyerek geliştiği global bir ölçeğe erişmesi.
Artweeks’e bu sene neden gelelim?
Her yıl güncel sanat ortamındaki yeni yönelimlere tanıklık edebilmek için bu yıl da No:11’de Galeri Nev, Anna Laudel ve Galeri Bosfor ve Doğançay Müzesi, No:37-39’da MERKUR, Dirimart, Galeri Siyah Beyaz ve Öktem Aykut birlikteliği, Martch Art Project ve Ferda Art Platform son olarak İyilik için Sanat yer alıyor. Hemen karşısında B Blok D: One Arc ve ilk kez deneyimleyeceğimiz No:41 Pilevneli tarafından hazırlanırken, No:43 Kairos ve Cengiz Yatağan No:55 Şerife Bilgili Ercantürk’ün Venedik Bienali’ne paralel Koreli Nine Dragons Sanat İnisiyatifi ile gerçekleştireceği projenin öncülü, küratörlüğünü üstlendiğim Soğuk Siyah sergisi, X-ist ve İBB Taksim Sanat son olarak No:57’de Mine Sanat ve ilk kez Muse Contemporary ve Pg Art Gallery ile birlikteyiz. Bu sene en uzun süren Artweeks’i gerçekleştiriyoruz. Daha deneysel ve multidisipliner özel alanlar üzerinde çalıştığımız alanlar oluşturduk. Örneğin; dijital Sanat ve meta kavramlarla doğan ‘Phygital Moda Markası’ Knitology ile herkesi şaşırtacak yeni bir alan kuruyoruz. Markanın dijital sanatlarla kurduğu güçlü bağlar dolayısıyla kürasyonu üzerine markanın kurucularından Bahar Ceren Arslan ile çalışmak benim için de tanımlaması zor bir his! Heyecanlı ve biraz da telaş içindeyim. Umuyoruz ki beklenmedik karşılaşmalar yaratacak.
İBB Taksim Sanat ile de bu yıl fuar kapsamında ilk defa gerçekleşecek yine görsel sanatların dışında da bir proje üzerine çalıştık.
Yakın zamanda kaybettiğimiz usta sanatçı Haluk Akakçe uzun süredir Akaretler’de yaşıyor ve çalışıyordu. Kıymetli eşi Nevzat Bayazıt Akakçe’nin fikriyle bir dönem sanatçının asistanlığını da üstlenen Ayça Telgeren’in küratörlüğü, Bilgili Sanat’ın organizasyon desteğiyle sanatçının ve eşinin kendi koleksiyonundan ve Bilgili Holding Koleksiyonu’ndan bir seçkiyle sanatçının ev-atölyesi olan No: 33 adeta bir müze gibi planlanıyor. Tüm Türkiye’nin görmesi gereken bu sergide Akakçe’nin Cumhuriyetimizin 100. Yılı için bize bıraktığı bir de sürprizi var.
“Sanat merakı aile büyüklerinden bize aktarılan bir değer”
Sinan Temo / Bilgili Holding CEO
Artweeks’in sizin rolünüz çerçevesinde önemi nedir?
Türk sanat ekonomisinin, gelişimin yerelden hareketle globale yöneliminin stratejik kurgusuyla, öncelikli olarak sanat galerilerilerinin ekonomik sürüdürülebilirliklerinin – örnek profil olarak belirlediğimiz benzer ekonomik boyuttaki ülkelere göre daha dar bir ölçekte- gelişimini desteklemek, sanat piyasasını genişletmek, gelişim ivmesini artırmak önceliğim/önceliğimiz.
Yaklaşık iki haftalık örneğine rastlanmamış şekilde uzun süren programımız; fuar dışı tarihi değeri yüksek Sıraevler’in sergileme ve mekan-konum avantajlarını da göz önünde bulundurularak, alternatif bir fuar sistemi geliştirilen aslında temelinde katılımcıları, destekçileri ve izleyicisiyle dayanışma içerisinde büyütülen bir örnek model. Bu modelin gelişimine katkıda bulunmak ve stratejik olarak her edisyonda daha geniş kitlelere ulaşmak, sanatı ve sanatçıları tanıtarak, toplumun sanata olan ilgisini ve bilgisini geliştirmek, yeni koleksiyoner kitleleri yaratmak ve/veya onlara ulaşmak hedefiyle daha kapsayıcı, multidisipliner bir yapıya dönüşüyoruz. Geçmiş 4 Edisyonunda ArtBasel gibi dünyanın en büyük fuarlarını destekleyen UBS’in katkısı, bizleri uluslarası anlamda da görünürlükle yeni gelişmelere hazırlamayı hedefliyor. Cumhuriyetimizin 100. Yılında Türk milletinin ilerlemesindeki en önemli ölçütü sanat olarak belirlemiş bir önder olarak Atatürk’ün izinde ilerlemeye ve sanata destek vermeye ben, ailem ve Bilgili Holding adına söz veriyoruz.
Bilgili Holding’in bütünsel anlamda kültür sanata yaklaşımını nasıl tanımlarsınız? Bu soruyu geçmiş, şu an ve gelecek vizyon, misyon, hedefler üzerinden ve örnekleriyle açıklarsanız doğru olacaktır.
Sanat merakımız ailemizin büyüklerinden bize aktarılan bir değer aslında… Sanat hayatlarımızın her daim ayrılmaz bir parçası. Bu parçamız işimize de eklemleniyor. Kültürel ve tarihi renovasyon projelerindeki uzmanlığımızı dünyadaki en büyük renovasyon proje ödüllerini kazanan bir şirketin CEO’su olarak ifade etmem gerekirse bu değeri koruyarak yarına aktarmayı önemseyen bu değerleri bugün üretilen sanatın görünürlüğüne katkı sağladığımız alanlara da dönüştürüyoruz. Sanat endüstrisinin her alanını destekleyen odaklarını çeşitlendirdiğimiz projeler üretiyoruz. Bilgili Sanat’ın kurulma fikri de sanatın üretim ve etkileşim alanlarını geliştirmek üzerine. Dolayısıyla sergileme ve bilgilendirme pratikleri toplum algısından kopuk değildir. Kapsayıcı ve çoğulcu yaklaşımı sanatı hayatın parçasına dönüştürür.
Aynı perspektife sahip kurum, kuruluş ve vakıflarla yan yana uzun soluklu birliktelikler kurmayı hedefleyen Bilgili Sanat bugüne dek çok sayıda galeri, sanat inisiyatifi, sivil toplum kuruluşlarına ve 200’den fazla sanatçıya destek oldu.
2021-2022 sezonunda Akaretler Sıraevler’de 18 sanat etkinliği gerçekleştirdik. Sanat ekonomisini önceliklendiren Artweeks, bağımsız sanatçılara alan açan One Akaretler, şehrin sürekliliğini koruyan tek global fotoğraf festivalinin ana mekanlarından biri olduğumuz 212 Photography Festivali, Türkiye’nin tüm güzel sanatlar fakültelerinde eğitimini henüz tamamlayan sanat öğrencileri için BASE’in ana mekanıyız.
Artweeks özelinde sizce başarı nasıl ölçülmelidir, katılan galeri sayısı mı, katılan ziyaretçi sayısı mı, yapılan etkinlik ve konuşma sayısı ve içeriği mi, satış mı, Bilgili’nin kültür sanat ağının yaygınlaşması ve duyulması mı?
Sanat etkinliklerinin başarısını ölçümlemenin birçok kriteri mevcut. Katılım çok önemli. Yaptığınız etkinliğin popülaritesi ve ilgi çekiciliği katılım oranına göre belirlenir. Katılan sanatçı, galeri sayısı ve en önemlisi ziyaretçi sayısı önemli bir olgudur. İlgili medyanın yaptığınız işe inanması ve desteği aynı şekilde etkinliğin ve içeriğinin duyurulması açısından çok önemlidir. Bu etkinliklerin gerçekleştiği platformda sanatla ilgili önemli içeriklerin oluşturulması ve önemli isimlerle yapılacak, sohbetler, imza etkinlikleri ziyaretçilerin ortamda daha uzun vakit geçirmelerini sağlar. Yani içerik bu değişkenleri belirleyen ölçüt ve tabii ki bu işin ekonomik başarısının ölçümü de satış oranıdır. Satılan eserlerin sayısı ve elde edilen gelir etkinliğin ticari başarısının göstergesidir. Son olarak en önemli faktör katılımcı memnuniyetinin yaratılmış olması. Bu benim kişisel olarak en önemsediğim bir diğer ölçüt. Ziyaretçilerin, sanatçıların ve galerilerin etkinlikten memnun ayrılmaları sonraki edisyonun başarısını da yükseltir. Bu saydığımız kriterlerin hepsi birbirlerine çok yakın derecede önemli. Artweeks’in odağı Türk sanat ekonomisinde lokal sanat galerilerimize ekonomik sürdürülebilirlikleri konusunda destek olabilmek. Bu bağlamda, en önemli ölçütlerden biri satış oranları iken, şehrin merkezinde uzun süreli bu etkinliğin ücretsiz olması dolayısıyla, herkese eşit mesafede duran, toplumla kurmayı hedeflediği yakın bağlar katılımcı sayısını da eşit derecede önemli bir ölçüt olarak öne çıkarıyor. Kültür sanat ağı kurumlara ve kişilere yüklenemez. Sağladığımız her katkı hepimiz için.
Bilgili Holding sanat alanında başka neler yapıyor? Sanat projelerinizi Akaretler dışında başka adreslere de yaymayı düşünüyor musunuz?
Bilgili Holding tarafından güncel haline getirilen Akaretler Sıraevler, Avrupa’nın da imza restorasyon projelerinden biri. Türk Sanat tarihinde de yer alan Akaretler; kültürel bir miras, evimiz ve merkezimiz. Gerek Akaretler projemiz gerek yeni mega projemiz Galataport sanat ile oldukça ön planda olsa da, bütün projelerimizde sanatın hayatın bir parçası olması, Bilgili Holding için büyük önem taşıyor.
Tarihi yapıların sürdürülebilirliği Bilgili Holding olarak bizim için çok önemli, kültürel sürdürülebilirlik uzmanlığımız. Türk Modern mimarisinin en önemli örneklerinden yeni renovasyon projelerimizden biri olan Doğan Tekeli ve Sami Sisa tarafından 1972 yılında inşa edilen Yapı ve Kredi Bankası binası olarak bildiğimiz, şimdiki adıyla Ritz Carlton Residences yapısında da binanın kimliği ve tasarımıyla paralel sanat etkinlikleri gerçekleştirmek üzere hazırlanıyoruz. Ritz Carlton Residences’la Akaretler’de görmeye alıştığımız sanat etkinliklerine yeni bir alan açıyoruz. Bilgili’nin olduğu farklı lokasyonlarda da sanat iş birlikleri üzerine daima çalışıyoruz.
Benim kişisel görüşüm sanatın insan için hayatı sürdürülebilir kıldığın yönünde, bu fikre dayalı olarak gerçekleştirdiğimiz her bir sanat etkinliğini de sürdürülebilir kılmayı hedefliyoruz. 2021 yılı aralık ayında Akaretler Sıraevler bünyesinde düzenlenen, bağımsız sanatçıları desteklemek için oluşturulan 2. Edisyonunu Eylül ayında gerçekleştirdiğimiz One Akaretler’de 37 bağımsız sanatçı, yaklaşık 150 sanat eseri yer aldı. Bu birliktelik bizim için de kariyerinin başındaki sanatçılarla yeni çıktığımız bir yolculuğu devam ettirme hali. ONE Akaretler sanatçılarını takip ediyor ve başarılarıyla her geçen gün gururlanıyoruz. Sıklıkla tekrar etmekte fayda görüyorum ki biz Türk Çağdaş Sanat ortamına destek sağlayabilecek her alanda büyük bir sorumluluk bilinciyle var oluyoruz. İstanbul ülkemizin olduğu gibi bizim de göz bebeğimiz. İstanbul’daki kültürel çeşitlilik ve kültürlerarası hoşgörünün sanatın temel ilkeleri ile bağdaştığını düşünüyorum
Son olarak ne demek istersiniz?
Bu yıl heyecanla hazırlandığımız Artweeks etkinliğimizde, değerli sanatçımız Haluk Akakçe’yi tekrar yad etmek isteriz. Kendisi aramızda olsaydı muhteşem dehasıyla Artweeks’te bizlerle olacaktı.